29 Aralık 2010 Çarşamba

kordon bağı kaydı1/umbilical cord record


you should put your ears close
to the earth
it is recording your voice
it gives importance to it
birds, snakes, bats are all listening to you
slow be slow be slow
don't cut your fingers
we're on air

photo by ayse ozkan

kordon bağı kaydı2/umbilical cord record



kayıt halinde toprak
bedenini kaydediyor
sesini, attığın adımı kaydediyor
cyber uzayın boşluğuna düştün
ayağın kaymış bir kere
uzam boşluğunda kayıt sesini
duyman gerek

photo by ayse ozkan

27 Aralık 2010 Pazartesi

kendimi ararken-when i'm looking for mysef



photo by fantom

red


all the wombs were thrown away
against the rising sun of the malovent skins
birds are dancing and celebrating
the birth of their cucumber sons

***
her bir rahminiz çöpe atıldı
parmaklarınızın kırmızısı
kopmuş kolunuzdan
sesler zihinleri yırtıyor zaman
pençesini boynunuzdan geçiriyor
gözleriniz derinliklerden
sizi seyrediyor
fırlatın yaban arılarına
sorunsuz kişiliğinizi

photo by fantom

Çöl ve yazgı/Desert and fate



Yazgı kol gezdiğinde
Düşün sarkacı oynamıyor
Çölün sahipsiz kucağında
Yokluk bağırıyor
Göğe aksediyor ateş kızılı
Uzun bacaklı filin gizleyemediği yılan
Zehrini saklıyor vurmak için
Sarı çölde zaman koparken
Sanrılar yutuyor insan
Vurunca zehir yazgıya
Sarıyor tümüyle her insanı
Çöl durgun hiçliğe akıyor
Yazgı bağışlanmayı bekliyor

**

Desert and Fate

Once fate reigns
The pendelum of dream does not move
İn the bossom of disembodied desert
Emptiness cries
Blaze red reaches the sky
Without concealing himself
behind the long-legged elephant
snake is seizing his poison to bite
time is breaking off the yellow desert
bodies are devouring hallucinations
once poison bites fate
it surrounds all people
desert stands stil flowing toward emptiness
fate is waiting for forgiveness

ego



All the egos dwindle
On the flesh souls
Swinging flamboyant
To the center of power
Bodies devour each other
Until the end of themselves
Creation of thought
under the power of innocence
O psychic species
Would you gather together
With the desire of dreams

***
Bütün egolar küçülüyor
Et ruhlarda
Sallanarak gösterişle
Gücün merkezine
Bedenler birbirini yutuyor
Kendilerinin sonuna kadar
Düşüncenin yaratılması
Masumiyetin altında
Ey psişik türler
Neden toplanmıyosunuz
Düşlerin arzusuyla

photo by fantom

26 Aralık 2010 Pazar

geceye dön yüzünü/turn your face to night


aya bak ve in en dibe
look at the moon and descend to the dephts

rap rap


kimse yürüdüğümüzü görmedi
no one has seen us walking

masumiyetin dili/tongue of the innocence


kaç hazzı hapsettiniz tininizde
oysa salyalar akıyordu dilinizde

how many pleasures have you improsened in your soul
when your saliva is flowing out of your tongue

21 Temmuz 2010 Çarşamba

alt dikey salınım


Tüm derimi özenle yüzdüm bedenimden
Salt ruhumu aramak amacımdı
Kargalar uludu varoluş seremonimde
Cadılar kırlangıç ayağı attı kazanlarına
Martılar yüksek sesle sevişti çılgınlık kuşağında
Labirentler çözüldü, yaşlılar iskeletlerinden kurtuldu
Gençler bedenlerini çözdü placebo evreninde
Oysa ben salt cadıya dönüşmüştüm
Acım tamamen yüzümde irinler açtırmıştı
Kurtulamıyordum bedenimden
Yaşamım kabus olmaya devam ediyordu
Kimse ağlamıyordu irinlerime
Kimse nefret etmiyordu yaralarımdan
Sapkın ruhum bedenimi ele veriyordu
Son bir hamleyle hançeri sapladım beynime
Ruh salınımı baykuş ritmiyle gerçekleşti
Sansarlar yanıma yanaştı ve şöyle dedi:
Kapılar daha kapanmadı
İçeri gel, duygularından arınacaksın
Her şey hiçlik burada
Saatler boş
Ruh tepileri sesle akıyor
Alt dikey evrenin bekçileri
İzin verdi sana
Yolun açık…

1 Temmuz 2010 Perşembe

kalp kesiği


Her sıçrayışta yönümü kaybettim
Dengesiz bir piçtim
Karanlık mavi gözlerim vardı
Sadece tekrar yaptım sayıları
Tek tek beyin çeperimde dayattım sonsuz cadıları
Kadın aynaya çarptı suratını
Korktu kemiksi, donuk çehresinden
Kırmalıydı uçlarını, yuvarlatmalıydı hatlarını
Ne kadar yumuşaktı Helene’in gözleri
Boynunda erkek eli
Dehşet pornografik bir cihazdı
Ölçüm sistemi, sokaksı şehveti
Dehşetsiz sevişemezdi
Dehşetsiz sevişmedi
Moraran teni, kaybolan retinası
kan bitince damarlarında
çocukça atladı pembe bir hazla

kalp kesiği

Her sıçrayışta yönümü kaybettim
Dengesiz bir piçtim
Karanlık mavi gözlerim vardı
Sadece tekrar yaptım sayıları
Tek tek beyin çeperimde dayattım sonsuz cadıları
Kadın aynaya çarptı suratını
Korktu kemiksi, donuk çehresinden
Kırmalıydı uçlarını, yuvarlatmalıydı hatlarını
Ne kadar yumuşaktı Helene’in gözleri
Boynunda erkek eli
Dehşet pornografik bir cihazdı
Ölçüm sistemi, sokaksı şehveti
Dehşetsiz sevişemezdi
Dehşetsiz sevişmedi
Moraran teni, kaybolan retinası
kan bitince damarlarında
çocukça atladı pembe bir hazla

19 Mayıs 2010 Çarşamba

coping?


addiction is a coping mechanism
getting to life
function is coping
supporting the petals
neuroscience of buildings
topos of the cars
and architecture of your body
fundamentally harms

3 Mayıs 2010 Pazartesi

may

Tam ortasında çukurun

Yatarken bedenim

Önemsizdi düşler

Davulun sesine irkildi

Zangoç son nefesimde

Sordu isteğimi

Siyah bereli çocuklar dedim

Boyalı ampul fırlatsın

Kepenkler rengarenk

Kutlansın panayır vakti

Yetmeyiz kan kan

Fersah fersah

Birikmeyiz

Akar gideriz

Tebeşir tozu

Barut ipliği

Patlatıyoruz şekerlerimizi

dipkesik


(ron mueck)

karanlıkta kalmanın gereği yok artık
delirdim
ne kendimi ne sevdiğimi kesebildim
delilik geldi
kedim anladı birtek
sevemedim onu sakin
deldi geçti tenimi
humma bıraktı heryerimde
tüm fahişelere keşlere sordum
bir çözümü var mı diye
üzülerek baktılar suratıma
bir çözüm mutlaka olmalı diye yineledim
köprünün parmaklıklarını gösterdiler
oradaki martıyı yakalayabilirsen
o ete aç hayvanı alt edebilirsen
deliliğinden kurtulursun dediler
martıya baktım
kafasını çevirdi
dişlerimi sıkarak koştum ona doğru
kanatlanarak biraz uzağa gitti
cebimdeki bıçağı çıkardım yanına geldim
tek bir hamleyle gövdesine sapladım
vahşi bir kırmızı kanatlara fışkırdı
martı ben daha ona bıçağımı değdiremedem
gözümü oymuştu
kanım yerinden yüzüme akarken bıçak sonsuz bir güvenle elimden kaydı gitti...

8 Nisan 2010 Perşembe

eliptik virüs

tüm yardımcı böcekler derinliklerine çekildi

kadınlar eteklerini çok az daha açtı

salyalarındaki hazzı arıyorlardı umutsuzca

güzelliğini göremeyecek kadar ay vardı gözlerinde

karanlık civatası beynine saplanmış bir öksek otu

isterik çığlıklar atıyordu

göğsünden yarık almış bıçak bacağına yaklaşırken

içindeki böceği hedefliyordu

dehliz dehliz bir virüs

bölünmüş arzusunun çocuklarıydı

hepsini teker teker öldürürken

hiç olmadığı kadar mutluydu

26 Mart 2010 Cuma

kadın



postmodernizm akışkandır
simülasyon kışkırtır
gerçek yalandır
kapitalizm dünyada kalan tek batıldır
maldiv yerlileri derilerinden tekne yaptıklarında
adacıklarındaki otelleri istila ettiklerinde
varoşlardaki kara tenliler
sitelere saldırdıklarında
simülasyon öteki tarafa geçecektir
görüntü gerçekse
söz yalandır

13 Şubat 2010 Cumartesi

kurt

kurtçuk çıktı karşıma
ağacın dibinde birikmiş sular vardı
dip yarası olup akmıştı dışarı
kimse beklemiyordu bunu ondan
ama ağaç kanadı oluk oluk
tiksindi insanlar sonra korktular kanayan ağaçtan
cerahate dönüştü kanı
kolları düştü
svanjmakerin çocuğu oldu
sevdim onu kucağımda
sonra beni yuttu ağaç bebek...

10 Şubat 2010 Çarşamba

dehliz

kimsenin adımlarını izleyemeyecek kadar güçsüzken kendimi buldum. çocukça bir duruşu ancak öğrenmiştim. yürek adımlarımı takip etti , sonsuza, düş evrenine giderken hem güçsüz hem de bir o kadar kararlıydım. ne getirecek hayat bilmiyordum ama renk renk arzuların açılacağı beni bir düş dehlizine götürecek alisi ve arkadaşlarını bulacaktım...

yumurta ve bir çöl
çıplak bir adam çölde dans ediyor
peşinde aşk sarhoşu köpekler

bu görüntüler eşliğinde sihirli yeraltı şatosuna uzandım ecnebi bir muptelayla...

8 Şubat 2010 Pazartesi

save me

save me from february my dear friends
I'm trying to survive but my loved ones have left me
save me from february my friends and take me to the hot waters of july
on the top of the waves I can only survive...

7 Şubat 2010 Pazar

kahkahkahkah

deliler güler böyle
ben de deli
denizlerde boğulan bir balık
canı cennete aşkımın
sonsuz vakitlerde
kulluk etmedim kendime
herşeye gücü yeterdi
ve çıktı artık düş renklerimden

herkes gülerken
ağladım
herkes ağlarken
güldüm
patentledim deliliğimi
psikaytrları kedimle kovaladım
hertaraf sidik kokusu
çek içine gecenin
tek değiliz yeryüzünde



maldoror ile aşkı buldum



kimseyi kurtarmadınız boğulmaktan
itinayla kaçtınız ters çevirmekten ölü bir bedeni
ardından ağladınız ah dediniz
ama intiharı düşünmediniz
maldoror geldi atıyla denizden
kurtardı genç bedeni hayat öpücüğüyle
genç adam aç bir dişi köpekbalığını
kurtarmıştı iki erkek köpekbalığı arasından
kavga etmişlerdi dişiyle pay etmek için leziz bir avı
genç denizci batan gemisinde, bir tüfekle vurdu köpekbalıklarından birini
sonra ikincisini denize dalarak keskin kamasıyla öldürdü
kan denizinin içinde karşı karşıya geldi köpekbalığıyla
kardeşçe bakakaldılar önce
sonra gem vuramadılar arzularına
ve sarıldılar birbirlerine vantuz gibi
işte o an bu tutku girdabında
buldum bir benzerimi, ilk aşkımı...

maldoror şarkıları 2. şarkıdan esinlenerek yazıldı.


oedipus ölürken



her beyin ritmimde seni kanımla yok ediyorum
kalbimde kedi tırmıkları doğmamış ölüler ağlıyor
nefretim kalbini söküyor avcumda çırpınırken
bakıyorum mutsuz delik deşik bedenine
öldürmeliyim oedipusu kendi ellerimle
çevik ve hiç düşünmeden
öldürmeliyim
tek parmak hareketimle
acıyan gene ben
çiviler gözyaşlarım


1 Şubat 2010 Pazartesi

Teknik şiir

Kovalama sermayeyi

Senaryo hakları performans sergilemiştir

Mezar başında rektör sahipsiz çıkmadı

Parazit bir nota

Minimum usanç

Şoförlere Molotof eğitimi

Özgürlüğe son saygı duruşu

Kırmızı yağmur bulmacaya kaçtı

Fantom- Ocak 2010

Düş kedisi Ofelya ve Sürrealizm

Sürrealizm dürüstlüktür

Paranoyak düşüncelerin kaydıdır

Deliliğin resmi olmayan tarihçesidir

Hegel’den usanmaktır

Ölüme saygı duruşudur

Sürrealizm reenkarnasyondur

Yaşadığımız bedenin yalnızlığının dostlarımızca idrakidir

Yıldız fallarından korkmaz sürrealizm

İnsanın gücü gezegenlere yeterse

Roketler ruhumuza indiğinde

Dünyanın ulu mimarileri yıkıldığında sonsuzluk yaratılır

Ruhun tek efendisidir insan

Ve bedeni düşlerinin kılıcı en güzel görüntüsüyle

Ölü bir adamın elini tuttu kırmızı ojeli kedi Ofelya

Mezarına dek uğurladı onu

Kucağında bebeği

Gülümsemesi dudaklarında…

Fantom

Maldoror okurken yaşadım ancak

Her gün biraz daha büyüdükçe yaşamın terk ettiği ruhum Maldoror şarkılarıyla besleniyor.

Yerin derinliklerine yükseliyor kötülüğüm

İnsanlığı aramayın yeryüzünde

Yine de bir benzerime bakındım, bana benzer bir ruh

Gözlerimdeki diken, şarkılarıyla çıktı peri kızının

Tüm kötülüğümü kutsadı yerin binbir fersah altı, korkularım rehberim oldu

Bir ölünün gülümsemesiyle yalnızlığıma gömülürken,

Kutsal kitap şarkılarını okudum bir gencin yitim öyküsünden

Tüm ölülerimi selamladım azalan bedenimle

Tapındım dört vakit yok olan gence

Fantom /Ocak 2010-01-31


I could survive only reading Maldoror

Each day I am growing up, my soul where life is leaving, is being nourished by the songs of Maldoror

My malice is rising up to the deepness of the earth

Do not look for the humanity on the ground

Nevertheless I search someone like me, a soul similar to mine

The thorn in my eye is pulled out by the song of a nymph

The deep bottoms of the ground have sanctified my malice, and my fears become my guide

When I have been buried myself in my solitude with the smile of a dead body,

I have read the songs of a holly book with the loss story of a young man

I have saluted all my dead bodies with my decreasing one

And I have prayed to the finishing young man four times a day