AYNI EVDE İKİ YALNIZ
sen ve ben
sesimizde uçurum şarkıları
ellerimiz iki kuğu boynu yere eğilmiş
iki yana düşüyoruz sessizce
yolda kalmış arabanın
kırılmış tekerleği dönüyor beynimizde
pişmanlığın günle bitiştiği yerdeyiz
yeniden yeniden bakışıyor gökle yer
silinen iki yüzün unutkan suretinde
ne senin hevesin var ne benim gücüm
yeni bir şarkıya, yeni bir aldanışın
provasına
yol çağırıyor, gidemiyoruz
sözcükler kayalardan kopan çakıllar gibi
ufalanıyor
sözcük kırıklarıyla hayatı süslüyoruz
çadırı sele gitmiş göçebeler gibiyiz
son hayvanlarıyız “gitme, kal” ormanının
gözlerinde çamurlu yaşlar biriken
yalınayak rüzgârı kovalıyoruz
sen ve ben
dalında eğreti güz yaprakları
aramızda uçurum rengi bıkkınlık
varız zannederek yok oluyoruz
Ayten Mutlu (d. 1952)
-
TWO ALONE IN THE SAME HOUSE
you and me
songs of abyss in our voice
our hands are two swan necks bent down
we are quietly falling apart
the broken wheel of the stranded carriage is turning
in our brains
we are where regret joins the day
the sky and the earth are looking at each other again and again
in the forgetful picture of the two faces fading away
neither you are willing nor i am powerful
for a new song and the practice
of a new deceiving
the way is calling us and we can not go
words are crumbling away
like pebbles drifted from rocks
we are decorating life with word chips
we are like nomads whose tents have been flooded
we are the last animals of the “stay, don’t go” forest
within whose eyes muddy tears accumulate
we are chasing the wind barefoot
with a skew autumn leaves on our branches
and an abyss-coloured boredom between us
you and me are perishing
thinking that we exist
Translated by Baki Yiğit
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder