19 Temmuz 2011 Salı

sarmaşık


sağlıklı bir bedene zehir vurdu
bir sarmaşığın demir boynuna sarıldı
kırmızı dili en tepeye çıktı
tam ters yöne bakıyordu
bir cenin ateş savaşını seyrederken
yüzyılların cehennemi içinde
barındırmıştı yaratık
biri masum görünümlü bir kuş
diğeri güçlü soylu korkunç
aslan
tüm kinlerini, öfkelerini alevlendirdiler
rengarenkti ateş bulutu
cenin merakla ve hayranlıkla
izliyordu bu savaşı
yılan biraz daha aşağı indi
alevlerin ortasında sarı bir güvercinin
kolları belirdi
tüm duyguların merkezindeki saf bedene ulaşılmıştı
herşey sakinleşti
cenin uykusuna devam etti
yılan kıvrılıyordu

10 Temmuz 2011 Pazar

geçit


sokak lambasına asılı bedenimi kutsadı hayaller
gemilerin sessiz çığlıkları tarihe karıştı
sarsak aklım tüm tetikleri çekti
göğsüme mıh gibi saplandı şarap
düz bir hayal süzgeciydi yaşamak
bir rengi gördüm binbir karanlıkta
her karanlıktı bir hançer
saplanan yosun tutmuş karnıma
çarmıhlar iflah etmedi
çaktığım çivilere
ellerim iflah olmadı
delik deşik derime
daha çok güneş daha çok elem
çiçekleri ile kutsandı toprak
sokaklar binbir renk
adım adım
pasajlarda saklı sarhoşluğumuz
sukunetti en derin şiddetimiz

9 Temmuz 2011 Cumartesi

yeniden yeniden...


Bir hayaletin diş izleri kapladı
Bölünmez bütünlüğü
Her şey değişir
Harcanmış bir hayatın çöpleri
Geleceksiz bir düş
Yeni yeniden
Hayat istençleri
Binbir sızı vakitsiz
Öten kelebeklerde
Telepatların acı gücü
Geleceği görebilen telepatlara
Acımayın onların gücüdür kırılkanlıkları
Ağlayanlara, acı çekenlere acımayın
Öfkelendirin aşkı
Genç bir hayaletin teninde huzur buldu
İhtiyar adam
Doksan birinci doğum gününde yalnız ölmeyecekti
Ağlayan bir hayalet güçlü yürüyüşünde
Nice acılar saklı
Öfkeyle fırtınayı alt etti
Öfkesini kustu fırtınaya
Tekneleri batırdı
Denizcileri öldürdü
Gözlerini oydu
Derisini delik deşik etti
Zavallının
Cyber statü aşkların
Tozunu dumana attı
Tek umudu öfkesini kusmaktı
Hayalet köpürdükçe
Okyanusa üfledikçe
Fırtınanın tam ortasında
Gözlerini açtı rüzgara
Ve uçtu gururla…